Arı allerjisi
Her yıl milyonlarca insan böcekler tarafından sokulmaktadır. Bu böcekler içinde en önemlisi arılardır. Erişkinlerin %90’ı, çocukların ise %60’ının yaşamları boyunca en az bir kez arılar tarafından sokulduğu bilinmektedir. Olguların çoğunda sokma sonucu sadece birkaç saat süren ağrı ve rahatsızlık hissi ortaya çıkar. Sokma bölgesinde kızarıklık, şişme ve kaşıntı da olabilir. Bu belirtiler herkeste görülen normal reaksiyonlardır. Ancak bazı kişiler böcek sokmalarına allerjiktir. Yani bağışıklık sistemleri sokan böceğin zehirine (venom) karşı aşırı bir tepki gösterir. İlk sokmadan sonra allerjik bireylerin bağışıklık sistemi böcek zehiri ile tepki veren immunoglobulin E (IgE) adlı bir antikor yapar. Aynı veya benzer türden bir böcek tarafından tekrar bir sokulma söz konusu olursa, böceğin zehiri ilk sokulma sonrasında vücutta yapılmış olan IgE antikorlarına bağlanır. Bu da bazı hücrelerden allerjik belirtilere neden olan histamin ve diğer bazı kimyasal maddelerin salgılanmasını tetikler.
Ciddi reaksiyonların belirtileri nelerdir?
Ciddi venom allerjisi olan bazı kişilerde sokulmalar hayatı tehdit edebilir. Sokulmaya bağlı şiddetli allerjik reaksiyonlar pek çok organı çok hızlı bir şekilde etkileyebilir. Bu reaksiyon anafilaksi olarak adlandırılır. Anafilaksi belirtileri vücutta yaygın kaşıntı ve kabarma, boğaz ve dilde şişme, nefes darlığı, baygınlık, mide krampları, bulantı ve ishal şeklinde olabilir. Şiddetli olgularda kan basıncındaki ani düşme sonucunda şok ve bilinç kaybı gelişebilir. Anafilaksi acilen tedavi gerektiren bir tablodur ve bazen ölümcül olabilir. Bir böcek sokmasından sonra bu belirtilerin bazılarını yaşarsanız derhal acil tıbbi tedavi desteği isteyiniz. Bu belirtiler acil serviste tedavi edildikten sonra da ileri tetkik ve tedavi seçenekleri açısından bir allerji-immunoloji uzmanına başvurunuz.
Arı venomu nedir?
Arı iğnesine (Resim-1) bağlı zehir kesesinde (Resim-2) bulunan, sokma sonucu deri altına verilen, insanlarda allerjiye neden olabilen maddelerdir.
Resim-1 Resim-2
Başlıca arı türleri hangileridir?
Ülkemizde en çok halk arasında bal arısı olarak bilinen “Apis mellifera” (Resim-3), yaban arısı olarak adlandırılan “Vespula vulgaris” (Resim-4) ve büyük tüylü arı olarak bilinen “Bombus” (Resim-5) türleri bulunmaktadır.
Resim-3 Resim-4 Resim-5
Bal arıları ticari kovanların ve çiçeklerin bulunduğu bölgelerde yaşarlar (Resim-6). Kovanlarında binlerce arı yaşayabilir (Resim-7).
Resim-6 Resim-7
Genellikle sakin ve uysal bir karakterleri vardır. Ancak özellikle kovanlarının civarında ve serin-yağmurlu havalarda saldırgan olabilirler. Genellikle ilkbahar ve yaz mevsiminde, bazen de ılık kış günlerinde insanları sokabilirler. Yaban arıları ise sanayi bölgeleri, bahçe ve tarlalarda yaşarlar ve rahatsız edildiklerinde saldırganlaşırlar (Resim-8). Özellikle yaz mevsiminin sonuna doğru yiyecek ve içeceklere karşı istekleri artar ve bu nedenle sıklıkla çöp kutuları, yemek artıkları ve yiyecek-içecek bulunan açık alanlarda insanları sokarlar (Resim-9).
Resim-8 Resim-9
Arı sokmasına bağlı olarak hangi reaksiyonlar gelişir?
- Bölgesel reaksiyon: Arı tarafından sokulan birçok insanda gözlenen reaksiyondur. Sokma yerinde aniden yanma tarzında ağrı, şişlik ve kızarıklık gözlenir. Genellikle birkaç saat içinde kendiliğinden düzelir (Resim-10).
Resim-10
Tedavi: Genellikle tedavi uygulanmasına gerek kalmadan kendiliğinden iyileşir. Gerekli durumlarda aşağıdakiler uygulanabilir:
- Soğuk kompres (soğuk ıslak bez veya beze sarılmış buz),
- Kaşıntı varsa antihistaminik tablet,
- Ağrı varsa ağrı kesici ilaçlar.
- Geniş bölgesel reaksiyon: Arı sokmalarının yaklaşık %10’unda gözlenen, sokmadan sonra 1 -2 gün içinde gelişen, şiddetli kızarıklık ve şişme ile karakterize, 10 cm’den daha büyük ve 5-10 gün içinde düzelen reaksiyonlardır (Resim-11). Geniş bölgesel reaksiyon gelişen hastaların %5-10’unda gelecekteki sokmalarda anaflaksi gelişme riski mevcuttur.
Resim-11
Tedavi:
- Soğuk kompres uygulama,
- Mümkünse reaksiyon bölgesinin hareket ettirilmemesi,
- Kaşıntı varsa antihistamin tablet,
- Ağrı varsa ağrı kesici ilaçlar,
- Çok büyük şişmelerde kortizon hapları gerekebileceğinden doktora başvurunuz.
- Sistemik reaksiyon: Acil olarak tedavi edilmezse kişinin ölümüne yol açabilecek allerjik reaksiyonlar anaflaksi olarak adlandırılır. Arı sokmaları en sık rastlanan anaflaksi nedenlerinden biridir. Genellikle çok çabuk ortaya çıkan anaflaksi belirtileri şunlardır:
- Sokma yerinden uzak bölgelerdeki kızarıklık ve şişlikler (elden arı sokması sonrası yüzde şişme gibi) (Resim-12)
- Yaygın kaşıntı ve kızarıklık
- Ses kalınlaşması, nefes darlığı
- Baş dönmesi, baygınlık hissi, bayılma
- Karın ağrısı, bulantı, kusma, ishal
- Kalp veya solunum durması
Resim-12
Tedavi: Arı sokması sonrası anaflaksi belirtilerinden biri ortaya çıktığında hemen acil yardım almanız gerekir. Bunun için ilk yapmanız gereken yakınınızdaki birinden acil ambulans telefonunu (112) aramasını istemektir. Kendi başınıza hastaneye gitmeye kalkışmak veya bir başkası tarafından hastaneye götürülmeyi istemek tedavide gecikmelere sebep olacağı için sakıncalıdır. Tedavide en önemli ilaç adrenalindir. Hastaların kendi kendine kullanabileceği bir “adrenalin otoenjektörü” temin etmeleri ve gerektiğinde kullanmaları hayat kurtarıcı olabilir.
Arı allerjisi açısından risk faktörleri nelerdir?
Bazı kişilerde arı sokmasına bağlı reaksiyonlar daha ağır seyredebilir. Özellikle astım, kronik akciğer hastalığı, kalp hastalığı ve hipertansiyonu olan hastalar, bazı tansiyon ve kalp ilaçlarını kullananlar, ileri yaştaki bireyler ve mastositozlu hastalar, arı sokması sonucu ortaya çıkabilecek ağır reaksiyonlar açısından risk altındadır.
Acaba arılara allerjim var mı?
Arı sokmasından sonra geniş bölgesel reaksiyon veya anaflaksi gelişmişse mutlaka bir allerji-immunoloji uzmanına başvurmanız gerekir. Allerji-immunoloji uzmanı:
- Arılara allerjiniz olup olmadığını saptayacak,
- Arı allerjisi konusunda sizi bilgilendirecek,
- Aşı tedavisi gerekip gerekmediğine karar verecek,
- Adrenalin otoenjektörünü ne zaman ve nasıl kullanacağınızı öğretecektir.
Arı allerjim olup olmadığı nasıl belirlenir?
Arı allerjisi olup olmadığı deri testleri ve serum testleri ile anlaşılır. Çeşitli arıların allerjenini içeren solüsyonlar sulandırılarak ön kola damlatılır ve deride hafif bir sıyrık oluşturularak deri altındaki allerji hücreleriyle direk temas etmesi sağlanır. Eğer kişide allerji varsa o bölgede kızarıklık, kabarıklık ve kaşıntı olur ve test pozitif olarak yorumlanır. Eğer test negatif bulunursa yine sulandırarak çok ince iğnelerle deri içine solüsyonlar verilerek teste devam edilir. Bazı durumlarda hastadan kan alınarak da arı allerjisi olup olmadığı anlaşılabilir.
Arı allerjisinin tedavisi var mıdır?
Arı allerjisi tedavisi mümkün olan bir hastalıktır. Arı sokmasına bağlı anaflaksi geçirmiş bir kişide tekrar arı sokmasına bağlı anaflaksi gelişme riski % 50-60, geniş bölgesel reaksiyon oluşmuş bir kişide ise anaflaksi gelişme riski % 5-10 arasındadır. Deneyimli allerji-immunoloji uzmanlarınca uygulanan aşı tedavisi (immunoterapi) ile bu risk % 5’in altına inmektedir. Tedavi sonunda reaksiyonların şiddeti azalmakta ve hastaların tamamına yakın bir kısmında sonraki arı sokması sonucunda herhangi bir reaksiyon ortaya çıkmamaktadır.
Aşı tedavisi nasıl uygulanır?
Aşı tedavisinde; allerjik reaksiyon gelişmiş arıya ait allerjenleri içeren çözelti, her periyotta 4-6 aşı olacak şekilde önce haftalık, sonra 2 haftada bir, daha sonra 3 haftada bir olarak, çok küçük miktarlarda başlanarak ve gitgide miktar arttırılarak, çok ince bir iğne ile deri altına verilir. İdame dozu denen en yüksek doza ulaşana kadar geçen bu 4-6 aylık süreye “başlangıç fazı” denir. İdame dozuna ulaştıktan sonra, 3-5 yıl süreyle dört hafta aralıklarla aşı uygulanmaya devam edilir; bazı kişilerde ömür boyu aşı uygulaması gerekebilir. “Geleneksel immunoterapi” dediğimiz bu uygulama dışında, 2-3 ayda idame dozuna geçilen “hızlandırılmış immunoterapi” ve 1-2 haftada idame dozuna geçilen “çok hızlı immunoterapi” uygulamaları da mevcuttur.
Aşı tedavisinin yan etkileri var mıdır?
Venom immunoterapi esnasında aşıya bağlı sistemik reaksiyon gelişme riski %3 ile 12 arasındadır. Reaksiyonlar genelde başlangıç fazında gözlenir ve çoğu hafif şiddettedir. Bal arısı immunoterapisinde reaksiyon görülme riski daha fazladır. Geleneksel ve hızlandırılmış protokoller arasında yan etki açısından fark yok gibidir, fakat acilen aşılanması gereken hastalarda uygulanan çok hızlı uygulamaların yan etkileri daha fazladır.
Hastaların %50’sinde aşı tedavisi sırasında arı sokması benzeri geniş bölgesel reaksiyonlar gözlenebilir. Bu reaksiyonlar genelde doz yükseldikçe kaybolur. Sistemik reaksiyon için bir risk oluşturmazlar, fakat huzursuzluk yaratıyor veya çok rahatsız ediyorsa aşıyı bölünmüş olarak her iki kola birden uygulamak, aşıdan hemen sonra aşı bölgesine soğuk uygulama yapılması ve aşı tedavisinden birkaç saat önce antihistamin tablet almak yarar sağlayabilir.
Arı sokmasına bağlı gelişebilecek anafilaktik reaksiyonlarla karşılaştırıldığında, aşı tedavisine bağlı yan etkiler çok daha az ve önemsizdir. Aşı tedavisi günümüzde arı allerjisini gidermeye yönelik en etkili ve emniyetli tedavi yöntemidir.
Arı sokmalarından korunmak için ne gibi önlemler alabilirim?
Arı allerjisi açısından risk altında olan bireylerin alacağı çok basit önlemler, çok etkili bir korunma sağlayacaktır:
- Arıları çekebilecek güçlü esans içeren parfüm ve şampuanlar kullanılmamalıdır.
- Koyu ve mat renkli giysiler tercih edilmeli; parlak, beyaz ya da açık renkli giysiler giyilmemelidir.
- Bahçe işleriyle uğraşırken şapka, eldiven, uzun çorap ya da pantolon gibi giysilerle korunmalı ve dış ortamda daima kapalı ayakkabılar giyilmelidir.
- Çimler üzerinde çıplak ayakla yürünmemelidir.
- Bahçede, piknik alanlarında ve yemek servisi yapılan veya çöplerin döküldüğü açık alanlarda dikkatli olunmalıdır.
- Yemek kokuları özellikle yaban arılarını cezbedebildiğinden, açık havada yenilen yemekler ve pikniklerde dikkatli olunmalıdır.
- Ağız içinden sokulma riski nedeniyle önceden açılmış şişe veya teneke kutulardan herhangi bir içecek içilmemelidir.
- Özellikle açık havada tatlı ve yapışkan yiyecekler tüketildikten sonra mutlaka eller yıkanmalıdır.
- Açık havada yemek yerken yiyeceklerin üstü kapatılmalıdır.
- Mümkünse yüksek riskli hobilerden kaçınılmalıdır (örneğin bal arısı allerjisi olanlarda arı yetiştiriciliği gibi).
- Bal arısı veya yaban arısı kovanlarını ortadan kaldırmak için mutlaka profesyonel yardım alınmalıdır.
- Arılarla temas ederken mutlaka tüm vücudu koruyucu özel giysiler giyilmelidir.
- Arı yetiştiricileri aile üyelerinin sokulmasını önlemek için arı kovanlarını evden uzakta bulundurmalı, arı yetiştiricileri eve girerken elbiselerini değiştirmelidir. Kovandan bal çıkartma işlemi evde yapılmamalıdır.
- Hastaların allerjilerinin belirtildiği bileklik, künye veya kolye takmaları veya bir kimlik taşımaları önerilir (Resim-13).
Resim-13